Nitelikli yatırıma ‘özel’ finansman
Aylin Rana Aydin – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yatırımlar için yeni bir finansman modeli üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Cevdet Yılmaz, “Katma değeri yüksek, ihracat potansiyelimizi artırıcı yatırımlara yönelik olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi’nin uygulama detaylarını yakında TCMB Başkanı kamuoyuyla paylaşacak” dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin kasım ayı olağan toplantısı ‘21’inci Yüzyılın Yüksek Teknoloji ve Yeşil Ekonomiye Dayalı Sanayisini Oluşturmak İçin Devlet-Özel Sektör İşbirliğini Geliştirmenin Önemi’ ana gündemi ile düzenlendi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuk olarak katıldı ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, yatırım taahhütlü avans kredileri konusunda hazırlık içinde olduklarını belirterek, “Son aşamalara gelmiş durumdayız. Son çalışmaları Sanayi Bakanlığı ve Merkez Bankası gerçekleştiriyor. Yakın süreçte bu programımız paylaşılacak. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda uzun süreli tartıştığımız bir konu. Nitelikli, cari açığımızı azaltmaya destek olacak yatırımlara avantajlı, uzun vadeli birtakım finansman imkanları sağlayıcı programlar tasarlanıyor” ifadelerini kullandı.
Kapsayıcı büyüme
Toplantıda bir sunum gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yüzyıllık birikimle ikinci yüzyıla baktıklarını açıkladı. Türkiye’nin son 20 yılda yıllık ortalamada küresel büyümenin 1.5 katı oranında daha yüksek büyüme oranlarına ulaştığını söyleyen Yılmaz, “Dünya son 20 yılda yıllık ortalama yüzde 3.6 büyümüş. Türkiye aynı dönemde yıllık ortalama 5.4 büyümüş. Dolayısıyla dünya büyümesinin 1.8 puan üzerinde bir ortalamayla büyüme kaydetmiş. Son üç yıla bakıldığında 2020-2022 döneminde pandeminin yaşandığı dünyada ve lojistik gibi birçok problemin yaşandığı dönemde kümülatif olarak bu 3 yılda dünya toplam yüzde 7 büyümüş, Türkiye aynı dönemde yüzde 20’ye yakın bir büyüme performansı sergilemiş” dedi.
Orta Vadeli Program’ın (OVP) çerçevesinin yatırım, üretim ve ihracat ağırlıklı bir büyüme olduğunun altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti: “Bunu sağladığınızda dezenflasyonist bir şekilde büyümeyi de sağlamanız mümkün. Amacımız istikrar içinde sürdürülebilir kapsayıcı bir büyümeyi gerçekleştirmek, bu da OVP’nin ana çizgilerini oluşturuyor.”
Tek hane hedefi
Bu yıl enflasyon tahmininin yüzde 65 düzeyinde olduğunu hatırlatan Yılmaz, “Enflasyonu kademeli düşürerek 2026 yılında tek haneye inmesini bekliyoruz. Enflasyonda aylık bazda daha düşük rakamlar gelmeye başladı. Yıllık etkisini gelecek yıllardan itibaren görmeye başlayacağız. Yıllık enflasyondaki ciddi düşüşü gelecek yılın ortalarından itibaren görmeye başlayacağız. Bu konuları çalışırken Merkez Bankamızla birlikte çalışarak belirli anlayış içinde hareket ediyoruz. Enflasyondaki bu perspektifimizin yanı sıra yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifini de hiçbir zaman göz ardı etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Üretimi destekleyen girişimci devlet
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin büyük hedefleri olan bir ülke olduğunu belirterek, “Daha hızlı ve daha kaliteli bir ekonomik büyüme, toplumsal refahın artışı, bürokratik engellerin azaltılması, ihracatımızın artması ve daha nitelikli bir kompozisyona kavuşması sadece iş dünyamızın değil bu ülkede yaşayan herkesin ortak dilek ve beklentisidir. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde yüksek teknoloji sanayi ürünlerini yüksek yerlilik oranı ile üretebilmesinin yolu özel sektörü destekleyecek uzun vadeli, bütüncül ve akıllı politikalardan geçiyor. İşte bu noktada ‘girişimci devlet’ tezi eşliğinde özel sektör-devlet iş birliği ve üretim ekonomisini destekleyecek ‘yenilikçi finansmanın’ önemi ortaya çıkıyor” dedi.
Büyümenin pek çok şeyin anahtarı olduğunu kaydeden Bahçıvan, şöyle devam etti: “Ancak onu başlı başına soyut bir amaç olarak tanımlamak, günümüzün sorunlarını açıklamaya ve çözmeye yetmiyor. Büyümenin, ‘yüzde kaçtan’ ziyade ‘nasıl’ sorusuyla birlikte tartışılması gerekiyor. Yüksek büyüme başlı başına ‘hedefin kendisi’ olmamalı, dijitalleşme, yeşil dönüşüm, teknolojik ilerleme gibi olguların bir çıktısı olarak gerçekleşmeli. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, bu girişimci devlet anlayışının hiç kuşkusuz en önemli boyutlarından biri de teknoloji odaklı, yeşil ve kapsayıcı büyümenin finansmanı.”
Emisyon ticaret sistemi
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına sanayinin hazırlanması gerektiğini dile getiren Cevdet Yılmaz, “Türkiye’de bir emisyon ticaret sistemi oluşturacağız, karbon ticaretini Türkiye içinde gerçekleştireceğiz. Buradan elde edilen kaynakları da sanayinin dönüşümü için kullanacağız. Yeşil ve dijital dönüşüm sosyal hayatımızdan iş dünyamıza kadar her alanı etkileyecek bir başlık” dedi.